17 Mart 2008 Pazartesi

DÜNÜ VE BUGÜNÜYLE YENİ TÜRKÜ MÜZİĞİ

Seksenli yıllar Türkiye’deki müzik kültürünün değişimi açısından çok önemlidir. Bu yıllarda ortaya çıkan orijinal ve sağlam gruplar, sanatçılar bugün gelinen noktada çok önemli bir misyon yüklenmiş ve kazandıkları başarılar varlıklarını bugüne kadar sürdürmelerini sağlamıştır. Ezginin Günlüğü, Bulutsuzluk Özlemi, Pentagram ve Yeni Türkü gibi gruplar bunlara verilebilecek en önemli örnekler. Özellikle Yeni Türkü belki de bunların arasında en fazla dinleyici kitlesine sahip grup. Bugün bir Olmasa Mektubun, bir Telli Telli dendi mi bu şarkıları bimeyenimiz hemen hemen hiç yok. Hele de kıvır kıvır saçlı, yıllara rağmen yaşlanmayan, sempatik gitarist ve solistleri Derya Köroğlu’nu tanımamak mümkün değil. İşte seksenlerden beri hep dinlenilmiş, şarkıları hep söylenmiş, konserleri her daim büyük ilgiyle karşılanmış, bilhassa üniversitelerin bahar şenliklerinde sürekli boy göstermiş, bu yüzden de üniversite öğrencileri tarafından daha çok takip edilen topluluğun geçmişten bugüne müzikal yolculuklarına, müziklerinin ne gibi evrelerden geçtiğine şöyle bir göz atalım.

Grup yetmişli yıllarda Ankara’da kuruldu.Kurucuları Selim Atakan ve Derya Köroğlu’dur. İlk hedefleri türküleri yorumlamak ve türkü formatında çalışmalar gerçekleştirmekti. Nitekim şu an piyasada bulunmayan dönemin yasaklı albümlerinden ‘Buğdayın Türküsü’ 1977’de grubun yayınlanan ilk albümü oldu. Daha sonra grup bir süre albüm yapmaya ara verdi ve nihayetinde 1983’te ‘Akdeniz Akdeniz’ ile birlikte grup ilk patlamasını yaptı. Grubun şu an bile en sevilen parçalarından olan Telli Telli, Maskeli Balo, Çember gibi parçalar bu albümde yer almaktadır ve bu albüm grubun ilk albümü olarak da nitelendirilebilir. Grup albümün isminden de anlaşılacağı gibi Akdeniz müziğinin etkisinde kalmış ve Akdeniz müziği grubun daha sonraki çalışmalarında hep altyapı teşkil etmiştir. 1986’da ‘Günebakan’ albümü ile topluluk hızlı bir döneme girdi ve sırasıyla ‘Dünyanın Kapıları(1987)’ ve ‘Yeşilmişik(1988)’ albümleri ile birlikte üniversite şenliklerinin vazgeçilmez grubu haline geldi Yeni Türkü.

Sene 1990 olduğunda ise artık hemen hemen herkes Yeni Türkü’yü tanıyordu ve Yeni Türkü bu sene içinde Türkiye’deki ilk konser kaydı albümlerinden ‘Rumeli Konseri’(Albüm 1991’de yayınlanmıştır.)’ni gerçekleştirdi. ‘Vira Vira’ albümü de bu sene içerisinde çıkmış, bu albümle birlikte Yeni Türkü popülaritesini perçinlemiş ve özgün müzik statüsünden pop müziği statüsüne geçiş yapmıştır. Gruptaki bu popülerleşmeden rahatsız olan grup lideri Selim Atakan gruptan ayrılmış, bu durum grupta üretim konusunda sıkıntılar yaratmıştır. Selim Atakan şimdilerde İstanbul Şehir Tiyatroları’nda tiyatro müzikleri hazırlamakta. 1992’de ise yine grubun en bilinen albümlerinden ‘Aşk Yeniden’ yayınlandı. Bu albümün en dikkat çekici özelliği eskiden İstanbul’da yaşayan gayri müslimlerin müzik tarzı olan ‘Rebetiko’ tarzını denemeleridir. Bu tarzdaki diğer bir çalışmaları ‘Külhani Şarkılar ise 1994’te yayınlandı. Bu albümde grup kendi besteleri yerine eski İstanbullu gayri müslim bestekarların eserlerini yorumlamıştır.

Çocukluğumuzun sevilen dizilerinden olan ‘Süper Baba’nın müziklerini de yapan Yeni Türkü o dönemde dizinin soundtrackini(1995) de yayınladı. Grubun bu dönemde beste yükünü Derya Köroğlu ve klasik kemençeci Cengiz Onural çekiyordu. 1996’da çıkan ‘Her Dem Yeni’ grubun en sevilen şarkılarının oluşturduğu bir toplama albümdü. Daha sonra Cengiz Onural’ın da gruptan ayrılmasıyla grup tamamen duraklama dönemine girdi. Cengiz Onural da şu an İncesaz grubunda klasik kemençe çalmakadır ve pek çok dizi müziğine imzasını atmıştır. 1999’daki ‘Yeni’ albümü grubun ürettiği son çalışma oldu ve grup yine

farklı biz tarzla karşımıza çıktı. İlk defa Karadeniz ve Kafkas müziğinden esintiler görülürken grubun bugünkü konserlerinde de etkisini gösteren daha caza yakın bir performans ortaya çıktı.

Grubun bu kadar fazla sevilmesinde sadece bestelerinin değil aynı zamanda şarkılara derin anlamlar yükleyen şairlerin de çok büyük payı olmuştur. Başta Murathan Mungan pek çok şarkıya söz yazarken Can Yücel, Attila İlhan, Nazım Hikmet, Orhan Veli gibi şairlerin de şiirleri şarkılarda yer almıştır. Ayrıca grubun kullandığı enstrümanlar da gruba farklılık kazandırmıştır. Gitar, ud, yan flüt ve tabii ki klasik kemençe Yeni Türkü müziğinin olmazsa olmazlarındandır.

Grup şu an Derya Köroğlu liderliğinde yol almakta. Yeni çalışmalar olarak ‘Hayat Bilgisi’ dizisinin müziklerini hazırlamaktalar ve tabii ki genç bir kadroyla konserlere devam etmekteler. Bu yıl da üniversite şenliklerlerinde konserler vermesi beklenen grubun konserine eğer hiç gitmemiş ve bu tarz etnik-sentez müzikten özellikle de Akdeniz müziğinden hoşlanıyorsanız bu seneyi boş geçmemenizi tavsiye ederim.

Hiç yorum yok: